Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Bu sene turist sayısında 30 milyonu aşmayı hedefliyoruz. 2023 hedefimiz 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri. Bu istikamette yürüyeceğiz. Bu bizim için önemli bir hedef.” dedi.
Bakan Kurtulmuş, CNN Türk’te yayınlanan “Hafta Sonu” adlı programda, sunucu Hakan Çelik’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün 22. Genel Kurulu’na katılmak üzere gittiği Çin ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Çin’in, Türkiye için çok önemli olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Çin’de Türkiye turizm yılı seçilen 2018 için muhataplarıyla görüştüğü anlattı.
Çinli turistlerin bilmedikleri tarihi güzelliklerden hoşlandığını dile getiren Kurtulmuş, Mardin, Amasya, Bursa gibi alanların yeni destinasyonlar olarak tanıtımının yapılması gerektiğini belirtti. Çince bilen turist rehberleri, bu konuda alt yapının hazırlanması için ciddi hazırlıkların yapılması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, “Hedeflediğimiz 2 milyon turist sayısına hemen bir kaç sene içerisinde ulaşmak mümkün değil. Ama böyle bir hedefin Çinliler tarafından da ulaşılabilir bir hedef olarak görülmesi çok güzel. Özellikle 2018’den çok iyi istifade etmemiz lazım.” diye konuştu.
Kurtulmuş, yakın zamanda Güney Kore ve Japonya seyahatlerinin de olacağını aktararak, oradaki pazarı da bir şekilde hareketlendirmek istediklerini söyledi.
“Uzak Doğu ülkelerindeki insanlar, kasıtlı bir Türkiye karşıtı propagandanın etkisi altında değiller.” diyen Kurtulmuş, Türkiye’ye karşı ilgiyi kısa sürede çevirebileceklerine inandıklarını ifade etti.
İstanbul’a bu yıl içerisinde 500 bine yakın Alman turistin geldiğini aktaran Kurtulmuş, geçmişte Alman turistler bakımından iyi bir rakamın bulunduğunu, bunu yeniden yakalamanın mümkün olduğunu belirtti.
Bakan Kurtulmuş, “Ne kadar olumsuz propaganda yapılırsa yapılsın, Alman iç siyasetine ne kadar malzeme yapılırsa yapılsın, Almanlar burayı biliyor. Bu insanlar daha önce Türkiye’ye gelmiş ya da buraya gelen arkadaşlarından duymuş. İnsanların bir bölümü emekliliklerinin bir kısmını Türkiye’de geçiriyorlar. Dolayısıyla Türkiye’yi bir tanımışlıkları var. Türkiye’yi biliyorlar. Dolayısıyla Türkiye karşıtı bu tür söylemler çok fazla etki etmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Batı’dan gelen turist sayısında önemli bir düşüşün olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, “Geçen sene oldu, şimdi toparlıyoruz. Mesela Rus turistlerdeki oran ilk altı aya baktığınızda yüzde 570 artmış ama geçen sene bayağı dibe düşmüştü.” dedi.
Türkiye’ye sene sonuna kadar gelecek turist sayısına ilişkin de bilgi veren Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bu sene turist sayısında 30 milyonu aşmayı hedefliyoruz. 2023 hedefimiz 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri. Bu istikamette yürüyeceğiz. Bu bizim için önemli bir hedef. Stratejik olarak da iki hedef koyuyoruz. Pazar çeşitlendirmesi; Ruslar, İngilizler, Almanların ötesinde Çinlileri Japonları Hindistan’ı çekebilmek. Daha da önemlisi ürün çeşitlendirmesi. Türkiye sadece güneşi, kumu, denizi olan bir ülke değil. Dağ turizmi, spor turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, yayla turizmi gibi Türkiye, başka ülkede olmayan çok farklı alanlarda yeni ürünler üretebilecek bir ülke. Ayrıca bazı ülkelerle ortak turizm paketleri yapılabilir. Endonezyalı turizm bakanıyla konuştuk, Endonezya dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi. Çok ciddi bir şekilde oradan hac ve umre için milyonlarca insan her sene hareket ediyor. O insanların Türkiye üzerinden gitmeleri, bir kaç gece burada konaklaması, camileri, İslami turizmin önemli eserlerini ziyaret etmeleri, mümkünse bir kaç gece de Kudüs’te kalmalarını temin etmek sağlanabilir. Yeni ürün çeşitlendirmesine gitmek durumundayız, dünyanın farklı alanlarına açılmak mecburiyetindeyiz.”
Bu yıl önemli sayıda bir yerli turistin Yunanistan’a tatile gittiğinin hatırlatılmasının ardından bu yoğun ilgiye yönelik değerlendirmesi sorulan Numan Kurtulmuş, “Bunun çok kalıcı olduğunu düşünmemek lazım. Dönemsel, bir de fiyatların ucuzluğu olabilir. Gelir geçer, bu tür şeyleri çok kalıcı görmemek lazım.” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, Türkiye’nin güvenlikle ilgili olumsuz algısının kırılması için, özellikle Avrupa ve Amerika’yı hedef alan ne tür çalışmalar yapıldığı sorusu üzerine de şunları kaydetti:
“Burada biz ‘Türkiye güvenlidir’ demenin ötesinde pozitif bir gündemle ‘Türkiye’ markasını oluşturmak için gayret ediyoruz. ‘Home Turkey’ diye bir şey başladı. ‘Türkiye misafirperverliğin evidir’, ‘Türkiye güzelliklerin evidir’, ‘Türkiye tarihi zenginliklerin evidir’ gibi çağrılarımız var. Bunları yaygınlaştırmak durumundayız. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bu durum tesadüfen değil. İnsanlar, turistler, birtakım terör örgütlerinin eylem ihtimalinden korktular da o nedenle gelmediler değil. Çok planlı bir Türkiye karşıtı kampanya var, Avrupa ve Batı merkezli olmak üzere. FETÖ, PKK gibi örgütler başta olmak üzere Türkiye karşıtı ne kadar unsur varsa onların hepsinin de işin içinde olduğu bir Türkiye karşıtlığı var. Şunu herkes biliyor, İstanbul, Antalya, en az Berlin, Londra, Paris kadar güvenli şehirlerdir. Bunu onlar da biliyor. Ama maalesef Türkiye’ye karşı pozitif bir algı oluşmasın diye özellikle bu güvenlik meselesini algı operasyonu olarak ortaya koyuyorlar. Çok planlı bir kampanya ile karşı karşıya olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Biz de buna karşı her imkanımızı kullanarak mücadele etmeye gayret ediyoruz.”
“Türkiye-Almanya ilişkilerinde Almanya’daki seçimlerin ardından hızlı bir normalleşme bekliyor musunuz?” sorusuna karşılık Kurtulmuş, şöyle dedi:
“Şunu ortaya koymak lazım; kültür ve turizm, birbiriyle aslında bağımsız ama birbirlerini bir şekilde etkileyen alanlar. Bu iki alanın da özelliği şu, kültürde ve turizmde politikanın diliyle konuşulmadığı zaman bunlar her ikisi de soft-power olarak yumuşak güç diğer ilişkileri olumlu etkileyebilecek alanlar. Onun için biz doğu ile de batı ile de kültürel ve turizm alanlarındaki iş birliklerini artırarak aslında bunun üzerinden aradaki ilişkileri yumuşatacak bir araç olarak bunları kullanmaya gayret ediyoruz. Çok yakın sürede Almanya-Türkiye ilişkilerinin normale dönmesi belki mümkün değil ama turizmi ve kültürü ilişkileri yumuşatacak, siyasete de olumlu etki sağlayacak yumuşak güç olarak kullanabiliriz.”
Kaynak: AA